ÇİN’İN TÜRKİSTAN (ORTA ASYA) POLİTİKASI
1991 yılında Sovyetlerin yıkılmasıyla ortaya çıkan boşluğu doldurmak isteyen birçok devlet Türkistan’da bağımsızlığına kavuşan 5 devlet üstünden ciddi bir rekabet sürecini başlattılar. Ancak tarihsel olarak da bölgede hak iddia eden Çin Halk Cumhuriyeti için bu yeni fırsatlar demekti.
Orta Asya Devletlerinin İktisadi anlamda geri kalmış olması Çin’in bölgedeki hareket kabiliyetini artırmıştır. Çin’in dünya ekonomi sahnesinde üst sıralara tırmanmasıyla Orta Asya’daki etkinliği doğru orantılı hareket etmektedir. Özellikle 2000 yılından sonra bölge ülkelerinin ekonomik yetersizliklerinin devam etmesi enerji açlığı yaşayan Çin’in iktisadi anlamda Orta Asya devletlerini sömürgeleştirdiği gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.
Batı Çin teorisi bir diğer adıylaysa Batı Bölge Teorisi Çin’in bölgesel anlamda amaçlarını ortaya koymaktadır. Kuşak Yol Projesi’nin de bu kapsamda değerlendirilmesi bölge ülkeleri için önem arz etmektedir.
Çin’in özellikle tarım ve enerji kaynakları noktasında yetersizliğini Sovyetlerin etkisiyle atıl durumda kalmış olan Orta Asya coğrafyasından giderme adına atmış olduğu adımlar tehlikeli boyutlara ulaşmış bulunmaktadır.
10
- TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI
- Kuruluş ve Tarihsel Süreci
Türk Devletler Teşkilatı, Türkçe konuşan ülkeler ve topluluklar arasında siyasi, ekonomik, kültürel, askeri vb. birçok alanda işbirliği yapmak amacıyla kurulmuş olan uluslararası bir kuruluştur. Temelleri Sovyetler Birliği’nin Aralık 1990 ‘da dağılmasından 2 yıl sonra 1992 yılında Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi Ankara’da toplanmıştır. Zirvede alınan kararlar Türk Devletler Teşkilatı’nın temellerini oluşturmaktadır. 2009 yılına kadar kültürel faaliyetlerde işbirliği noktasında faaliyet güden yapı, 3 Ekim 2009 tarihinde Nahcivan’da Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi’nde “Türk Konseyi (Keneşi)” kurulması kararı alınmış ve anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmayla Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan Türk Konseyinin kurucu üyeleri olarak süreci başlatmıştır.
2011 yılında Türk Keneşi ilk toplantısını “Ekonomik ve Ticari İşbirliği” temasıyla Kazakistan’da gerçekleştirdi. Konseyin kurumsallaşma kapsamında idari süreçler sonuçlandırılmış, zirvenin toplanma amacına istinaden üye ülkelerin iş çevreleri, Türk İş Konseyi’ni kurarak faaliyetlerini başlatmıştır. “Eğitim, Bilim ve Kültürel İşbirliği” kapsamında Ağustos 2021 tarihinde Kırgızistan’da toplanmıştır. Alınan kararlarla birlikte alt kuruluşların kurulmasına karar verilmiş ve bu kapsamda Kazakistan’da Türk Akademisi, Azerbaycan’da ise Türk Kültür ve Miras Vakfı kurulmuştur. Ayrıca Mali Esaslar anlaşması ile Türk Konseyi Genel Sekreterliği makamının kurumsallaşma süreci ilerletilmiştir. Ağustos 2013 tarihinde Azerbaycan’da “Ulaştırma” içeriği ile toplanmış, Konsey üyesi devletlerin Dışişleri Bakanları arasında işbirliğini gerçekleştirmek adına protokol imzalanmıştır.Haziran 2014 tarihinden “Turizm Sektöründe İşbirliği” içeriği ile Türkiye’de düzenlenmiş, üye devletlerin Devlet Başkanları statüsünde toplantı gerçekleştirilmiştir. “Medya ve Enformasyon İşbirliği” kapsamında Kazakistan’da Eylül 2015 tarihinde toplanmıştır. Türkmenistan Başbakan Yardımcısı Sapardurdı Toyliyev Kazakistan’ın konuğu olarak zirveye katılmıştır.Kırgızistan’da “Gençlik ve Ulusal Sporlar” içeriği ile 2028 yılında gerçekleştirilmiştir. Devlet Başkanları düzeyinde gerçekleşen toplantıya Özbekistan ve Macaristan Devlet başkanları konuk statüsünde zirveye katılmışlardır. Azerbaycan’ının ev sahipliğinde üye ülke devlet başkanları ve Bakanların katılımıyla “Küçük ve Orta Ölçekteki İşletmelerin Desteklenmesi” başlığıyla gerçekleştirilmiştir. 7. Zirve kendi özelinde de Türk Konseyi’ni kuran Nahcivan Anlaşması’nın 10. yıl dönümüne denk gelmesi ve Özbekistan’ının teşkilata tam üye olması ayrı bir öneme sahiptir.12 Kasım 2021 tarihinde Türkiye’de “Dijital Çağda Yeşil Teknolojiler ve Akıllı şehirler” başlığıyla toplanmış, toplantıya üye ülkeler Devlet Başkanları Statüsünde temsil edilmişlerdir. Zirvede konseyin ismini “Türk Devletler Teşkilatı” olarak değiştirilmesine oy birliğiyle karar alınmıştır. Ayrıca Türk Devletlerinin 30. yıldönümlerine denk gelmesi ve Türkmenistan’ın Teşkilata gözlemci statüsünde dahil olması zirveyi ayrı bir önemli hale getirmektedir. Toplantının gündemleri arasında üçüncü ülke ve kuruluşlarla işbirliğinin geliştirilmesi noktasında yöntemlerin belirlenmesi, Türk Yatırım Fonu’nun kurulması ve Türk Dünyası 2040 Vizyonu belgesi onaylanmıştır. 2022 yılında Özbekistan’da toplanan Teşkilatın toplantı başlığı “Türk Medeniyeti için Yeni Dönem: Ortak Kalkınma ve Refaha Doğru” kapsamında zirve gerçekleştirilmişti - KUŞAK VE YOL POJESİ
Tarihi İpek Yolu Çin’in kendi iç sorunları ve dışa kapalı durumundan dolayı uzun bir dönem işlevini yitirmiş bulunmaktaydı. Ancak Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in iktidara gelişiyle beraber Büyüyen Çin ekonomisinin pazar arayışı artmış durumdadır. Çin’e alternatif olabilecek rakipleri azaltmak, hem bölgesel hem küresel ölçekte de etkisini artırmak adına Çin devlet başkanı Xi, 2013 yılında Kazakistan’da “Kuşak ve Yol Girişimi’” projesini açıklamıştır. Proje Avrupa –Avrasya Pasifik ekonomik koridorunu içermektedir. Bu Proje ile Çin’in hedefleri üç ana başlıkta belirtilmektedir.
İç İstikrar ve Barış
Bu proje ile Batı Çin teorisinin ana amacı olan az gelişmiş batı çini iktisadi olarak kalkındırma hedefini gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Çin, ayrılıkçı hareketlerin bu sayede bölgede etkisini yitireceğine inanmaktadır.
Yakın Komşularla İşbirliği
Çin komşularıyla işbirliğini artırarak bölgesel kalkınmayı sağlamayı amaçlamaktadır. Bu sayede bölgesel istikrarın geleceğini düşünmektedir. Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan’da çıkan ayaklanmalar Çin’de büyük endişe yaratmıştır. Bu yüzden bölgesel siyasi ve ekonomik istikrar, Çin için çok önemli bir konudur.
Enerji İhtiyacı
Çin, ekonomik olarak büyürken enerji ihtiyacının da artacağını öngörmektedir. Bu kapsamda Ticaret ağını genişletirken alternatif enerji hattını da bu perspektifte yeniden düzenlemektedir. Rusya’ya olan enerji bağımlılığını alternatiflerle azaltmak öncelikli hedeflerindendir.
Kuşak Yol Projesinin İktisadi Hedefleri
Geldiğimiz yüzyılda ülkelerin ihtiyacı olduğu enerji kaynaklarına ulaşma noktasındaki yaşadıkları sorunlar bölgesel ve küresel ölçekte istikrarsız ortamlara zemin hazırlamaktadır. Çin ise her ne kadar ekonomik bir dev olarak dengelerde söz sahibi olsa da ekonomisinin devamlılığının enerji bağımlılığını bitirmekten geçtiğini çok iyi bilmektedir. Bu yüzden Kuşak Yol Projesi, Çin için hem alternatif bir ticaret yolu hem de enerji kaynakları olarak zengin olan Türkistan’ı Rusya’ya karşıalternatif enerji kaynağı olarak değerlendirmesi için önemli bir araçtır. Çin’in bu yüzden özellikle ticaret hatlarının geçtiği ülkelerde yapmış olduğu yatırımlar ana hedefinin enerji kaynakları üstünde net bir tahakküm kurmak olduğunu göstermektedir.Bu sayede Çin bölgesel ve küresel ölçekte başta ekonomi olmak üzere birçok alanda dünyada söz sahibi olacağı öngörülmektedir.
Kuşak yol Projesinin Finansman Kaynakları
Projenin finansal kaynağını tamamen Çin üstlenmektedir. Projede yer alacak ülkelerin altyapı ve üstyapı alanlarındaki eksiklerini gidermek ve projenin sürdürülebilirliğini artırmak amacıyla beş farklı finansman desteği oluşturulmuştur. bu finansman destekleri; Net Yardım, ticari krediler, kalkınma finansmanları, tercihli krediler şeklinde sıralanabilir. Bu finansman desteklerinin faizleri ortalama %45 aralığında ve vadesi 20 yıldır. Vadesi ve faiz oranı hesap edildiğinde birçok ülke için bu destekler cazip gözükmektedir. Ancak Çin’in 20 yıllık borçlandırma mantığı ile yapmış olduğu bu stratejinin borçlanan ve projede yer alan ülkeler için nasıl olumsuzluklar barındırdığı noktası sorgulanması gereken önemli bir noktadır.
Zira 2019 yılında Çinli bankaların proje kapsamındaki koridor ülkelerinde kullanılması amacıyla sağlamış oldukları kredi miktarı 170 Milyar dolarken bugün bu rakam 600 Milyar dolara kadar çıkmaktadır.
Projenin Güzergahları
Proje üç kıtayı deniz, hava ve kara yollarıyla bağlarken aynı zamanda enerji nakil hatlarını da aktif hale getirerek projede yer alan ülkelerin birbirine olan bağımlılığını artırmayı amaçlamaktadır. Bu proje sayesinde Çin, özellikle Avrupa hattında uzun vadeli ekonomik varlığını sürdürmeyi amaçlamaktadır. Çin’in ekonomik olarak tahakkümü altında tuttuğu komşu ülkeleri olarak Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan bulunmaktadır. Öte yandan kuşak içerisinde Çin’in enerji ve tarım alanlarındaki ilişkilerini güçlendirmeyi amaçladığı Ortadoğu ülkeleri ve Türkiye yer almaktadır. Son olarak, Avrupa ile Orta Asya arasında yer alan Azerbaycan, Ukrayna, Beyaz Rusya, Gürcistan, Ermenistan ve Moldova da bu ekonomik kuşak içinde bulunmaktadır. Bu projede altı iktisadi koridor yer almaktadır. Bu koridorlar;
Yeni Avrasya Kara Köprüsü (Çin-Kazakistan-Rusya-Belarusça-Polonya)
Bangladeş-Çin-Hindistan-Myanmar koridoru
Çin-Moğolistan-Rusya koridoru
Çin-Orta Asya-Batı Asya koridoru
Çin-Pakistan koridoru
Çin-Hindiçin Yarımadası koridoru.
Proje, 600 Milyar dolar bütçesi ve etki alanı değerlendirildiğinde 72 ülkeyi kapsayan tarihsel ölçekte dünya tarihini etkileyebilecek düzeyde bir projedir. Projenin ilk aşamasında Türkistan bölgesi projeye dahil edilmeden kuzey koridoru olarak adlandırılan ve Çin ve Rusya sınırları içinden geçen bu güzergah arzu ettiği verimi elde edememiştir. Bangladeş-Çin-Hindistan-Myanmar koridoru, güzergah boyunca yer alan ülkeler arasında ekonomik büyüme, ticaretin teşviki ve bağların derinleşmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu koridorun, bölgenin sosyoekonomik gelişiminin desteklenmesi çerçevesinde altyapı, enerji kaynakları, tarım, ticaret ve yatırım alanlarında önemli katkılar sunması hedeflenmektedir.
Çin-Moğolistan-Rusya koridorunda Moğolistan koridorunda Moğolistan’ın Rusya ve Çin arasında yer alması ve proje kapsamında Rusya ve Çin’i birbirine bağlamak adına 2000’li yılların başında başlatılan demiryolu tamamlanamamış olsa dahi Kuşak yol Projesi ile güzergah ulaşım noktasında ciddi yatırım olma adayıdır. Moğolistan’ın ekonomik üretkenliğindeki kısıtlılık hesap edildiğinde Kuşak Yol Projesinden en fazla faydalanacak ülke olarak listenin başına konmaktadır.
Çin-Orta Asya-Batı Asya koridoru, Çin’i Ortadoğu ülkelerine bağlayan bu hat Doğu Türkistan’dan başlayarak Türkistan ülkelerinden geçer ve Hazar Denizi Bağlantısıyla Kafkaslar ve Türkiye üstünden Balkanlara ve Orta Avrupa’ya ulaşmaktadır. Orta Koridor olarak da adlandırılan bu hat Türkiye ve Türkistan Devletlerinin etkin olduğu bir koridordur.
Çin-Pakistan koridoru, Koridorun toplam hacmi 52 milyar Dolardır. Koridor, Doğu Türkistan’ın Kaşgar şehrini Gwadar Limanı aracılığı ile Çin’in Ortadoğu bağlayacaktır. Bu sayede Ortadoğu’daki ekonomik nüfuzunu yoğunlaştırma imkanı bulacaktır. Çin-Hindiçin Yarımadası Koridoru ile Güney Asya ülkeleri başta olmak üzere Guanşi Cuang Özerk Bölgesinin iktisadi kalkınması amaçlanmaktadır. - TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI VE KUŞAK YOL PROJESİ
44.391.163 km² yüzölçümüyle dünyanın en büyük kıtası olan Asya aynı zamanda demografik olarak da en kalabalık kıtasıdır. Tarihsel ölçekte birçok devlete zaman içinde yer vermiş olan Asya, dünyadaki çeşitli dönemlerde en stratejik bölge kabul edilmiş ve dünya hakimiyetinin bu coğrafyadan geçtiği iddia edilmiştir. İpek ve Baharat yolları, Kavimler Göçü gibi dünya tarihinde önemli yeri olan kavramların başlangıç noktası bu coğrafyadır. Belli bir tarihe kadar Türkistan olarak bilinen bu coğrafya Sovyetlerin etkisi ile Orta Asya olarak da adlandırılmıştır. Türkistan (Orta Asya), Hazar gölünden Sibirya’ya, doğuda ise Doğu Türkistan’a kadar uzanan bir alandır. Günümüzde Türk devletlerinin yer aldığı coğrafi alan tarifini yapılan bu bölgedir. Bu bölgede tek tanrılı ve çok tanrılı dinler yaşayan toplumların inanç sistemlerini oluşturmaktadır. Aynı zamanda bu bölge Rusya, Çin ve Hindistan arasında yer alan doğal bir tampon bölgedir.
Son dönemde yapılan çalışmalarla Türkistan Bölgesinin yeraltı kaynaklarının zenginliği geçmişte dünyanın kalbi olarak anılan bu bölgeyi yeniden ilgi odağı haline getirmiştir. Sovyetler Birliğinin hantal yapısından dolayı özellikle bölge ülkelerinin yeterli gelişimi sağlayamaması ve uzun süreli Sovyet işgalinin getirdiği yapısal sorunlar bölge ülkelerinin stratejik konumlarını kullanarak dış yatırım desteği peşinde oldukları bir dönemi başlatmıştır. Bu noktada Türkistan bölgesindeki ülkelerin ekonomik olarak atıl kalmış olması çevre ülkelerin bölgeye olan ilgisini artırmış ve Çin’in orta koridoru bu bölge üstünden götürme hedefi ortaya çıkmıştır. Ancak Çin’in Kuşak Yol Projesi ile Türkistan bölgesine yapmış olduğu yatırımların büyük bir çoğunluğu enerji kaynaklarını önceleyen nitelikte olması ve üretim sahalarının tamamen Çin’in tedarikçisi olarak faaliyet güdeceği projeler ortaya çıktıkça bölgenin çok hızlı bir şekilde “Çinlileşme” sürecine gireceği öngörülmektedir. Bu noktada Türk Devletler Teşkilatı’nın bulunduğu pozisyon ve yayınlamış olduğu 2040 Vizyonu bölgesel dengeler içinde Türk Devletler Teşkilatı’nın nasıl bir yol izleme arzusu içinde olduğunu ve Türkistan bölgesinin çevre ülkeler ve dünya barışı için ne kadar önemli bir noktada olduğunu gösterir nitelikte olması dikkatlerden kaçmaması gereken bir konudur.
Çin’in Türk Devletlerine Bakışı
Çin, özellikle Sovyetlerin bölgedeki etkisini minimize ettiği 2005 sonrasında ekonomik, kültürel ve jeopolitik olarak bölge ülkeleri üzerinde nüfuzunu artırmıştır. Çin, bölge ülkelerine daima Batı Çin Teorisi perspektifinden bakmış, Türk Milletini işgalci olarak görmüştür. Yapmış olduğu yatırım faaliyetlerinin büyük bir çoğunluğu bölge ülkelerini kendi sömürgesi haline getirme amacı bulunmaktadır.
Çin’in yatırım desteği, bölgesel kalkınma gibi çalışmalarla Türk Devletlerinin iç işlerine karışacağı bir alan oluşturma amacındadır. Zira bu sayede kendi içindeki ayrılıkçı etnik unsurların bağımsızlık elde etmelerini ve dil, kültür bağı olan milletlerle bir araya gelerek oluşturacakları sinerjiyle kendisine rakip yeni bir bölgesel gücün doğmasını engellemek istemektedir.
90’lı yılların ortalarında bölgesel anlaşmazlıkları çözmek adına Şangay İşbirliği Örgütünü kuran Çin, bu örgüt ile bölgesel işbirliğini artırarak kendi menfaatine oluşacak şekilde bölgesel istikrarı arzu etmektedir. bu sürecin ikinci aşaması ise Kuşak Yol Projesidir. Kuşak Yol Projesinde Türk Devletlerinin Üretim aktörleri Çin’in birer taşeronu haline getirilerek, Çin’de üretilen yarı mamul ve mamullerin montajlarının gerçekleştirileceği bir saha haline gelmiş olacaktır. Üretilen ürünün üretim tecrübesi ve teknolojisinin paylaşımından ziyade sadece Çin’in enerji ihtiyacını karşılama üzerine kurulu bu proje olarak gözükmektedir.
Doğu Türkistan Sorunu
Doğu Türkistan, Çin’in “ŞinCiang /Şincang Uygur Özerk Bölgesi” dediği bölgedir. 1877-1884 yılları arasında Sincang olarak adı değiştirilen bölge 1949 yılındaki Çin’in tekrar işgaline maruz kalmış ve 1955 yılına kadar bu isimle anılmıştır. 1955 sonra “Şincang Uygur Özerk Bölgesi” olarak statü kazanmıştır.
Bölge, Altay, Tanrı ve Kunlun dağları ile çevrilmiş olmasıyla doğal bir kale halinde olan ve bu özellikleriyle Çin’in Kuzey güvenliği için kritik bir konumdadır. Bölge Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerle Çin’in ortak sınırlarının olduğu bir bölgedir. Bölgedeki yeraltı kaynakları ise özellikle enerji ihtiyacı gün geçtikçe artan Çin için hayati öneme sahiptir. bölgedeki petrol rezervi Çin’in toplam Rezervinin %30’unu, kömür rezervinde ise Çin üretiminde 1. sırada yer alan bölge rüzgar enerjisi olarak da Çin’in tükettiği enerjinin%20’sini üretmektedir.Çin’in Batıya açılan doğal kapısı olan Doğu Türkistan, Kuşak Yol Projesi kapsamında Çin’in bölgeye yapmış olduğu orta –uzun vadeli Demiryolu projesine de ev sahipliği yapmaktadır. Coğrafi olarak bölgenin stratejik konumda olmasından dolayı Doğu Türkistan’ın Urumçi ve Kaşgar şehirlerinde Airport City kurarak bölgeyi Kuşak Yol Projesi kapsamında lojistik merkezi haline getirme amacı bulunmaktadır.
Bölgenin stratejik önemi kadar Çin ve bölge ülkeleri içinde ayrı bir önem bulunmaktadır. O da Çin işgali altında on yıllardır kültürünü, dilini, dinini koruma mücadelesi veren Doğu Türkistan Türk topluluklarıdır. Bölgede yaşayan Türk topluluklarını işgalci olarak kabul eden Çin yönetimi, aykırı sesleri terör yaftasıyla yaftalayarak insan haklarına hiçe sayan mücadele yöntemleriyle bölgede yaşayan Türk Milletine “Çinlileşmek” ya da “Yok olmak” arasında bir seçenek sunmuştur. Dünyanın sessiz kaldığı bu soykırım hareketine karşı ne yazık ki Çin’e komşu Türk Devletleri de yeterli tepkiyi oluşturamamış durumdadır. Ancak Türk Devletler Teşkilatı’nın kurulmasıyla birlikte özellikle gerçekleşen her zirvenin neticesinde diğer ülkelerde yaşayan Türk Topluluklarından bahsedilmesi onların sorunlarına karşı çözüm arayışı içinde olunmasına yönelik demeçler başta Çin ve Rusya olmak üzere uluslararası pek çok aktörün dikkatini çekmektedir. Türk Devletler Teşkilatı’nın Doğu Türkistan Meselesini bir gün masaya getireceğini düşünen Çin, Kuşak Yol Projesi ile yatırım adı altında Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeleri ekonomik olarak kıskaca olarak bu sorun hakkında hareket ve söylemde bulunmalarını engellemek arzusundadır. Bölgede yaptığı ticari işbirliklerinde Doğu Türkistan meselesi üstünden ticaret faaliyetlerini kurgulayan Çin’e karşı Türk Devletler Teşkilatı’nın başta enerji olmak üzere birçok alanda baskı kurma şansı bulunmaktadır.
Bu noktada soykırımın sonlanması adına Türk Devletler Teşkilatı’nın 2040 Vizyonu perspektifinde hareket etmesi bölgesel huzurun oluşması adına önemli bir adım olacaktır. - SONUÇ
Türkistan diğer adıyla Orta Asya çok eski tarihlerden beri medeniyetlerin mücadelesini verdiği bir coğrafyadır. Geçmişte bu coğrafyanın jeopolitik karşılığı olarak Heartland tanımlaması yapılmıştır. Bu sözün karşılığı olarak bu coğrafyaya hakim olan milletlerin Dünya Hakimiyetini elde edeceği teorisi ortaya atılmış ve dönemsel olarak da olsa teori kendi iddiasını ispatlamıştır.
Sovyetlerin bölgesel hakimiyeti her ne kadar Dünya hakimiyetini kendisine getirmese de küresel bir güç olarak hala oyun kurucu statüsünü korumaktadır. Nüfus, teknolojik yatırımlar vb. her türlü potansiyeli ile Çin ise Sovyet’lerin nüfuz etkisini azalttığı Türkistan coğrafyasında söz sahibi olmak için soft power unsurlarla etki alanını genişletmektedir. Böyle bir dönemde Türkistan’a adını veren Türk milletinin bağımsız devletleri bir araya gelerek Türkistan’da oluşan yeni jeopolitikte “Supreme Order of Turkic World” iddiasıyla Türk Devletler Teşkilatı’nı kurmuştur. Arzu edilen Konfederatif bir yapıyla askeri, siyasi, ekonomik işbirliğini üst seviyeye çıkarmış bölgesel ve küresel bir güç olarak dünya sahnesinde yer almış bir Türk Devletler Teşkilatıdır.
Fakat böyle bir teşkilatın milli iktisat, milli savunma, milli eğitim doktrinleriyle kendini dizayn etmiş ve Çin’in bölgesel anlamda dayattığı Çinlileşme programına karşı sağlam durabilmeyi başaracak programları eyleme dökmesi Türk Devletler Teşkilatı için beka meselesidir.
Bölgede tek gücün Çin olmadığı ve bu güç paylaşımında masada eşit oturulduğunun Çin’e sahada gösterilmesi Türk Devletler Teşkilatı’nın önümüzdeki süreçte kendi adına vereceği en büyük sınavdır. Ayrıca Doğu Türkistan’ın jeopolitik konumundan dolayı bölgede yaşayan Türklerin insani haklarının yeniden sağlanması Türk Devletler Teşkilatı’nın tarihi görevidir.
Gelinen süreçte Türk Devletler Teşkilatı’nın kurumsal yapısı tüm eksikliklerine rağmen izlenen yol dikkate alındığında bölge dengeleri açısından önem arz etmektedir. Türk Devletler teşkilatının bölge jeopolitiğinde net bir tavır koymaktan kaçınmasına rağmen özellikle Rusya ve Çin’in Türk Devletler Teşkilatı’na potansiyeli yüzünden temkinli yaklaştığı ve Türk Devletler Teşkilatı’nın Zirvelerinin yakından takip edildiği ortadadır.
Dünya Tarihini Asya belirleyecektir. Güneşin Doğudan doğması gibi medeniyet ufku yeniden bu coğrafyadan dünyaya yayılacaktır. Türk Devletler Teşkilatı’nın bu noktada üstlendiği misyon tüm mazlum milletler için umut ışığı olmuştur. Yeni bir dünya mümkündür. Bu mümkünlüğü de “New World Orrder” anlayışına karşı “Supreme Order of the Turkic World” söylemi ile dile getirilmesi tarihsel bir dokunuştur.
KAYNAKÇA
Beylur, Y.S. (2021). Türk dünyası bütünleşmesinde yeni bir dönüm noktası. Avrasya Araştırma Enstitüsü, e-bulletin, Kazakistan.
turkicstates.org (t.y.). Organizasyon tarihçesi. https://www.turkicstates.org/tr/ organizasyon-tarihcesi. Erişim tarihi: 18.04.2024
Uslu, P.D. (2024). Kuşak ve yol girişimi ve Orta Asya ülkelerine etkisi. Orasam.
Yazhou, L. (2020). Batı Bölge Teorisi (Çin’in Büyük Türkistan Politikası). https://www.21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/asya-pasifik-arastirmalari-merkezi/bati-bolge-teorisi-cin-in-buyuk-turkistan-politikasi#google_vignette. Erişim tarihi: 18.04.2024
Yessirkepov, S. (2010). Çin’in Orta Asya politikası [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul Üniversitesi].
Yılmaz, S. (2013). Jeopolitik ve strateji. Jeopolitik Aylık Strateji Dergisi, 8 (61), 74-